1700'lü yıllar Londra'sından bildiriyorum...
28 Şubattan bu yana hiçbirşey yazmamış, daha doğrusu yazamamış olmama hayret ediyorum. İşlerimin yoğunluğunun, ruhumun yorgunluğu ile birleşip beni nasıl da bitkin düşürmüş olduğunun yeni yeni farkına varmış olmam şaşırtıcı... Tüm yaşadıklarım, koşuşturmaca, heyecan, bekleyiş ve sanırım en önemlisi de belirsizlik ruhuma ağır gelmiş olmalı ki; bloguma zaman ayırmakta bu kadar geç kaldım. Hem de onca boşa geçirilmiş, anlamsızca harcanmış zamanları düşündüğümde.... Yazmayı çok özlemişim... Anlatacak bunca çok şeyim varken, anlatmakta bu kadar hevesliyken; neden bir türlü yazamayı başaramadığımı bilemiyorum. Neyse... Bu kısa yakınma ve durum bildiriminden kurtulup; uzun zamandır üzerinde kısa da olsa bahsetmek istediğim konuya geçmek galiba en doğrusu olacak:)) Burası 1700'ler Londra'sı, İngiltere cemiyet hayatı.. Son aylarda haddinden fazla üzerinde fikir ürettiğim, beni dinlemeye tahammülü olan kişilere, gereğinden fazla bahsetmiş olduğum, beni hem çok güldüren hem de çok şaş...