Kanser tanısı ile yaşamak; ölüme teğet geçen yaşamlar...
Kanser... Cancer... Kontrol edilemeyen hücre çoğalması... Tıp fakültesi mezunu olduğum zaman sadece bu tanımlamaya yakındım, TUS için sorulacak ayrıntı, genel sorular dışında.. Sorsalar bana çevremden şu tanısı aldım bu tanısı aldım falan gibi sorular verebileceğim cevaplar sadece karizmayı kotarmak adına olurdu ki onda da TUS için edindiğim zaruri bilgileri kullanmasam yeterli olamayacaktım. Ne zaman ki radyasyon onkolojisi asistanlığını kazandım, o zaman kanser hastalığını, kanser tanısı almış hastaları tanımış, onlarla belki de ailemden yakın olmuştum. Bölüme başladığımda hastaların gözleri, herşeyden vazgeçmeyi işaret eden soruları, yaşanacak günlerine ilişkin merakları, tedavi sürecinde yaşayacaklarına olan şüpheleri beni çok derinden etkilemişti. İşte o zaman fark ettim; kanserle yaşamak, aslında ölüme teğet yaşamaktı ve bununla başa çıkmak zannettiğimden çok daha zordu.. Tedavi olmak bir dert, tedaviyi devam ettirmek bir dert, tedavi sonrası kontrol günlerini beklemek ise ...