Radyasyon onkolojisi geyikleri

Bir radyasyon onkologu olarak gururla belirtiyorum ki; biz radyasyon onkologları gerçekten neşeli ve pozitif insanlarız. Bu yönümüz gerek medikal onkologlarla gerekse de cerrahlarla olan ortak toplantılarımızda çok daha belirginleşiyor. Ancak asıl görülmesi ve deneyimlenmesi gereken ise bizler kontur girerken iyice işten toksike olmuş hallerimiz ya da bir hastayı olanca ciddiyetimizle tartışırken bir çözüm bulamadığımız zamanlardır. Öyle ki bu zamanlarda, benim diyen komedyenlere taş çıkaracak, hatta bizim bölüme uzak olanları bile kırıp geçirecek muhabbetlere şahit olabilirsiniz. Aslında bu özelliği bizim gibi bilgisayar ve görüntüler başında geçiren radyologlardan da bekliyorsunuz ama üzülerek söylüyorum ki; bu maalesef radyologlarda çok nadir, aslında nberedeyse yok. Buradan aklıma gelen ve sıklıkla kullandığımız geyiklerden bahsetmek, bunları kalıcı kılmak istedim. Eminim ki bunu okuyan radyasyon onkologlarının aklına daha pek çok geyik gelecektir farkına varmadan kullandığımız. Bence değeri bilinmesi gereken ve unutulmadan tüm yeni gelenlere ilk aşamada olmasa bile biraz işin içine girince aktarılması gereken bir miras:) Böyle kalıcılığı sağlanmış olur. Ben de bu geyiklere blogumda yer vererek en azından digital ortamda bulunmasına katkıda bulunmak istedim. Evet aslında çok fazla uzattım, başlasak iyi olacak...

1. İlk sırada en sık kullanılan geyikle başlamak gerekiyor galiba. Konvansiyonel tekniklerden üç boyutlu konformal planlamaya geçmek radyasyon onkolojisi alanında yaşanan en büyük devrşmlerden biri olmuştur. Öyle ki bu geçiş radyasyon onkolojisine diğer branşların bakış açısında bile anlamlı farklılıklar yaratmıştır. Bu büyük değişimin, gelişimin günlük pratikte farklılıklar yapmaması beklenenemezdi zaten ki birazdan göreceğiniz gibi radyasyon onkolojisi geyiklerine de hatrı sayılır katkısı olmuştur.
''BT planlama geldi mertlik bozuldu.''
''İnsan görünce, dahil etmemek olmuyor tabii.''
''Eskiden hiç dahil etmediğimiz alanlar, aslında ne kadar da çok risk taşımaktaymış.''
''Şimdi böyle olunca, tabii ki sahayı genişletmemek olmaz.''
''Şimdi içime sinmedi, o değişiklikler hiç de masum durmuyor.''
En çok kullandığımız bu sözle genelde, planlanacak hastanın planlama BT leri çekildikten, üzerinde çömez asistan kontur girip, hoca ile kontrollere başlandığında kullanılmaya başlanır. İlk başta kontur kontrol edilir. Sonra kısa bir geçmişe gidiş ile geçen zamanın ardından, sahalarda genişletmeler başlar. çünkü görülen değişiklikler normak durmamaktadır. sonra belirlenen bölgeye marginler verilir... aman allahım o da ne!! görülür ki saha eski sahalardan anlamlı şekilde büyük, planlamada ciddi problemler yaşanabilir. ancak yapacak birsey yoktur. ''Görerek planlamanın güselliği de bu değil midir zaten'' İşte iyi ki de konformal teknikle planlamaktayız. önceden biz görmeyince tabii riskli gelmiyordu. göz göre göre riskli alanlar bırakılmaz ve dahil edilir. T am da bu sırada bazı zamanlarda, çalışma çok yapmış, konunun hakimi eski hocalardan bir yaklaşım gelir ki bence geç kalınmış oluyor; ama sonuçlarımıza ve tecrübelerimize bakacak olursak eski planlamalarla hiç bu bölgelerde nüks ile karşılaşılmadı. Oysa ki eğer bu BT ile gördüklerimizi dahil etmiyorduk nüks olma olasılığı yüksek olurdu, oysa oranlarımızda böyle bir veri yok..... nnınınınnnnn.... işte kilit nokta gelmiştir. ne yapmamız gerekmektedir. Elbette dahil edilir, fizikçiye hastalar verilir planlanma aşamasında doz dağılımına ve organların toleranslarına göre hareket edilir....

2. Yine konformal planlama geyiklerinden gitmek daha güzel olacak galiba:) Konturlar girilir. Hocaya göstermek için hazırlanır. Heyecanla sorumlu hocanın gelmesi beklenir. Ama bu sefer güvenler tamdır, hata beklentisi çok düşük olup, elde edilen sonuca ilişkin hayaller başlamıştır. Kesinlikle övgü ile karşılaşılacak ve girilen konturun başarısından dem vurulacaktır. ki nitekim de öyle olur. Hoca başlar kontrol etmeye. Öncelikle söyle bir kesitleri dolaşır, sorular gelir peşi sıra, dahil edilen bölgeler, neden dahil edildikleri, evre kaç hastada nereler riskli falan filan.. Sorularda asistanın başarısı başarızlığı belli olur, bu konularda hoca da kendinde emindir, bir önceki getyikteki gibi kafaları karıştıracak şeylere mahal verecek bulgular mevcut değildir. sonra sıra gelir DRR görüntülerinden ışınlanacak sahalarımıza bakmaya.. Fizikçiinin de yüzü gülmektedir bu aşamalarda bildiği, tecrübesinin en iyi olduğu , fazla artistik manevralara ihtiyaç duymadan güzel bir iş çıkarmıştır çünkü. Gururla gösterir sahaları, planları doz dağılımlarını... ve evet işte o anlarda sahanın DRR görüntüleri üzerinde o meşhur laf gelecektir:
''Ne kadar da güzel girmişiz konturları, aynı bizim konvansiyonel sahalarımıza benzedi!!!'':))

3. Çalışma yapmak radyasyon onkolojisi bölümü asistanları, uzmanları kadar diğer bölümlerin de görevlerinden olduğu için bu geyiği tek bizim bölüme mal etmek istemiyorum. eminim her bölümden arkadaş bunu kullanmıştır. ama ben her aklıma geldiğinde gülmekten kendimi alamıyorum. Değişik, nadir görülmeyen vaka gelir polikliniğe. vakayı görünce eğer meraklı isen okursun meraklı değilsen de yine okursun (bu sefer hoca baskısı ile biraz daha zaman geçtikten sonra mecburen:)). Sonra uzmandan ya da hocadan o konuşma gelir, bir bakalım bakalım bizim serimiz nasıl toplamaya başlayalım çocuklar bu vakaları baksanıza buaralar bir arttı sıklığı sanki ne kadar çok geldi değil mi..... gibi gibi cümleler gelir ard arda. Ve evet toplanmaya başlanır vakalar çalışma için. İlk başlarda teker teker de olsa bir şekilde sayıyı arttırmaktadır çalışmanın, ama sonradan azalır azalır azalır ve hiç gelmemeye başlar. İşte buanda kullanılan sevdiğim ve ders aldığım o söz gelir hocadan;
''Vakaları toplamaya başlayınca böyle oluyor, arttı zannedilen sayı bir anda azalmaya, vaka gelmemeye başlıyor.....''

4. ''Eskiden böyle miydi ya; hastanın dosyası açılırken, çizimi de yapılırdı.''

5. ''Biz ilk iki yıl poliklinikten simülatöre giremezdik.''

6. ''Elinde olacak en kaliteli cihaz ve planlama sistemi (isimleri vermeyelim reklama giriyor:)), o zaman görmek lazım planlamaları ne kadar güzel oluyor.''

7. ''Kobalt ile IMRT yapabilir misin??'''

8.''Aslında var ya en kaliteli cihaz Co60, gözünü seveyim, tıkır tıkır çalışıyor. En son modelleri var ya LİNAClara taş çıkarırır vallahi bu cihazın.'' o zaman onu alalım değil mi ya..

9. ''İyi bir radyasyon onkologu, komplikasyonlarını da tedavi etmesini bilendir.'' Kesinlikle katılıyorum hocam, her branş için geçerli harika bir yaklaşım. önünüzde saygıyla eğiliyorum...

10. En beğendiğim geyiklerden birini daha uzun uzun anlatmak istiyorum.
Hastanın BT si çekilir, konturları girilmek için filmleri alınır ya da füzyon edilir. sonra başlanır itina ile kontur girilmeye. ölçülür biçilir, cerrahın gözünden bakılır, gerekli anatomik noktalar referans alınır, hastanın pozisyonu olaya dahil edilir. konturlama bir ciddiyetle sürdürülür, sonra ve evet işte kontur girme kısmı tamamlanmış, gerekli marginler verilmeye başnacaktır. Hoca sonradan bir üç boyutlu, cildi ekleyerek de bakalım şeklinde teklif gelir. bakılır.. Sonrasında da o çok sevdiğim, başarının da göstergesi olan ama her zaman da beni eğlendiren, hayatımın her alanınde gerektiğince kullamaktan hoslandığım o cümle gelir;
''Ne güzel girmişiz kontur; bakın aynısı olmuş operasyon öncesindeki halinin:)))''

11. ''Tamam iyi güzel de maliyeti ne kadar, tedavi süresi uzunmuş ya, o kadar da olmaz.''

12. ''Madem IMRT, IGRT vs. kullanacaksınız, hastanın sağ kalımını düşünmek lazım. şimdi sizinki cihazı gereksiz çalıştırmaktan öteye birşey değil, ne yani ...... ca hastasına da IMRT mi yapacaksınız yok artık...''

13. ''Atlasa bakarak mı girdin??''

14. son olarak bir de radyoloji geyiği eklemek istiyorum;
''256 kesit BT ile o taşı herkes görür, marifet onu 4 kesit BT de görmek:))''




eminim bunu okurken sizlerin, yazdıktan sonra tam bitti derken benim aklıma onlarca daha geyik gelecektir. Ki benim hala gülerken gelmekte ve aslında eklemem gerektiği konusunda baskı görmekteyim ancak nicelerini de yaşarken gülmek daha güzel olacak diye düşündüm. Tüm bu tecrübelerini benimle paylaşan, stresli zamanlarımızda yüzümüze bir ufak gülümseme olan, aslında dönüp baktığımda benim için  farklı bakış açılarına neden olan uzmanlarıma ve elbette ki hocalarıma sonsuz teşekkür etmek istiyorum. bazen kontur girerken, hastaları hazırlarken bu tür geyiklere o kadar ihtiyacımız oluyor ki anlatamam. işte bunlar gibi niceleri de radyasyon onkologlarının farkı demek istiyorum...

Yorumlar

  1. Hala eklemek istediğim o kadar çok geyik var ki.... Tutmaya çalışıyorum kendimi:))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Radyasyon onkolojisi uzmanlığı mı istiyorsun????

1700'lü yıllar Londra'sından bildiriyorum...

Hollanda'da doktor olmak....